Duygusal ilişkilerde bağımlılık, bireylerin kaybetme korkusundan kaynaklanan bir olgudur. Kişi, karşısındakini kaybetmemek için elinden gelen her şeyi yapmak ister. Bu kaybetme korkusu, karşısındaki kişiyi diğer insanlardan uzak tutma çabasına dönüşebilir. Günün 24 saati sürekli sevdiği kişinin yanında olmak için her türlü fırsatı değerlendirmeye çalışır. Oysa insanların hayatında aile hayatı, hobiler, iş, çalışma ortamı ve arkadaş çevresi gibi çeşitli faktörler bulunmaktadır. Kişiler bu faktörleri önemsemeyip sadece ilişki üzerine yoğunlaşırsa, bu durum ilişkinin zorlaşmasına ve yürümemesine neden olabilir. Sonuç olarak, büyük bir mutsuzluk yaşama durumu ortaya çıkar. Bağımlılık ve Beklentilerin Karşılanmaması Duygusal ilişkilerde bağımlılık yaşayan bireyler, karşısındaki kişiye fazla anlam yükleyerek beklentilerini yüksek tutarlar. Beklentileri karşılanmayan bireyler, karşısındaki insanı ilgisiz veya kalpsiz olarak yargılayarak büyük bir mutsuzluk içine düşebilirler. Bu durum, madde bağımlılığına benzer bir biçimde, beklentilerin gün geçtikçe artmasına neden olur. Karşı taraf, en sonunda bu baskıya dayanamayarak pes eder ve ilişki sona erer. Genel Hatalar
Sonuç olarak, duygusal ilişkilerde bağımlılık, bireylerin hem kendileri hem de partnerleri için büyük sorunlar yaratabilir. İlişkilerde sağlıklı sınırlar koymak, bireyselliği korumak ve karşılıklı anlayış geliştirmek, bu tür sorunların önüne geçmek için önemlidir. Akademik çalışmalar, duygusal bağımlılık ile başa çıkmanın yollarını araştırarak, daha sağlıklı ve dengeli ilişkiler kurmanın mümkün olduğunu göstermektedir. |